Bu eser, malzemenin doğal yapısına dokunmadan, biçimsel müdahalenin sınırlarını araştırır. sanatçı, toprağın kendi ağırlığı ve esnekliğiyle oluşturduğu kıvrımları, zamanın ve hareketin izleri olarak sunar. sıkışmış form, hem içsel bir gerilimi hem de dönüşümün sessizliğini yansıtır. yüzeydeki kırışıklıklar ve gölgeler, doğanın rastlantısal estetiğini görünür kılar. bu sade fakat güçlü ifade, izleyiciyi madde ile duygu arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeye davet eder.